Bir virüs dalgası bütün dünyayı etkisine alırken ve bütün dünya el birliği içinde bu virüsten kurtulmak için mücadele ortaya koyarken, biz hem virüsle ,hem de muhalefetle mücadele ediyoruz.
Muhalefet her konuda olduğu gibi bu virüsle mücadelede de maalesef sınıfta kaldı. Her fırsatta yalan yanlış haberler ve söylemler servis ederek halkı geren, korku salan Tv proğramlarına destek veren muhalefet, sosyal medya hesaplarında da Türkiye’nin verdiği olağanüstü mücadeleyi karalamak, sabote etmek ve dünyanın gözünde küçük düşürmek için büyük efor sarf etmeye devam etti ve etmeye de devam ediyor.
Özellikle bazı Tv kanalları ülkemizin virüsle mücadelede başarısız olduğunu üzerine basa basa haber yaparak bütün halkı yanlış bir algıyla karşı karşıya bıraktı. Başta Amerika olmak üzere bütün Avrupa ülkelerinin kendi vatandaşlarına para dağıttığının haberleri allandıra ballandıra yaparken , kendi ülkesinin yapmış olduğu yardımları bir yandan görmezden geldi, diğer yandan küçük düşürdü. Ne Amerika’nın , ne de Avrupa ülkelerinin kendi vatandaşlarına bırakın para dağıtmayı, test konusunda bile binlerce dolar ücret aldıklarını bütün ülke bilmesine rağmen , yalan haberlerine devam ettiler. Morg ücreti bile alan ülkeler varken, Türkiye bütün testleri ücretsiz yapıyordu ve bizim ülkemizin muhalefeti bunu alkışlayacağına, küçük düşürmek için her türlü yalan söylemde bulunmaya çekinmedi.
65 yaş ve üzeri vatandaşların her ihtiyacı polis ve asker tarafından evlerine kadar götürülmesini bile takdir etmeye hazımsızlıkları el vermedi. Muhalefet partilerinin taraftarları da utanmadan polisi arayarak rakı , çerez siparişi verdi . Polisimiz ve askerimiz de bu olayı suistimal edip taşkınlık yapılmasın diye sipariş edilen rakı ve çerezleri götürüp teslim etti. Bu kitle utanmadan bu ahlaksızca davranışlarına devam etti. Özellikle muhalefetin bir kesimi Türkiye başarısız olsun diye elinden geleni ardına koymuyor.
Her neyse, konuyu daha fazla uzatmanın anlamı yok ! Ülkede herkes neyin ne olduğunu biliyor,ve herkes her şeyin farkında. Bizler el birliği içinde bu virüs konusunda başarıya ulaşacağız. Virüsün ve muhalefetin el birliği bizim başarılı olmamızı engellemeyecek. Bizler vatandaş olarak devletin yanında olacağız. Salgını asla hafife almayalım ve eğer varsa bahsedilen belirtiler, mutlaka hastaneye başvurmalıyız. Bunu saklamanın, bu konuda çekinmenin hiçbir yararı olmayacaktır. Hem kendimize,hem de çevremize ve sevdiklerimize zarar vermekten başka hiçbir şey elimize geçmez.
Hastanelerimizin çok yoğun olduğunu düşünüp belirtilerinizi göz ardı etmeyin, başvurun. Devletimiz bize hizmet verecek güce, şartlara sahiptir çok şükür. Tedavi için geç kalmayın. Geç kalmanız akciğer iltihabına yol açabilir, yoğun bakım ve entübasyon desteğini zorunlu kılabileceğini asla unutmayın.
Halen yoğun bakımda olan hastalarımızın şikayeti olduğu halde geç başvurmuş kişiler olduğunu sağlık Bakanlığı her fırsatta açıklıyor. Biz ne bir İspanya, ne de bir Amerika değiliz. Ülkemizin hastalığa erken müdahale etme imkanları, klinik şikayeti olan hastamızla ilgilenme gücü var. Teşhis konan biri ile temasınız olmuşsa hiç vakit kaybetmeyin. Tarihte toplumları tehdit eden hastalıklar ve kargaşa zamanlarından kalma evrensel bilgelik dolu bir öğüt vardır, bu öğüt, bugünlerde bilim insanlarımızın sizden talep ettiği şeyin aynısını söyler.
Sağlık Bakanımızın bir açıklamasında da değindiği gibi “Bu öğüt der ki 'Kaygı, kargaşa yatışana kadar evinize çekilin, hayat durulana kadar evinizde kalın, sükunetinizi koruyun'. Bu öğüdü şöyle de özetlemek mümkündür; evinize çekilin, kendi dünyanıza çekilin, eviniz düşündüğünüzden daha büyüktür. Bilimin sizlerden istediği irfanın telkin ettiği şeydir. Tedbirlere uyması biraz zor gelebilir ama ödülü büyük olacaktır. Bu ödülleri bugün uyduğumuz tedbirlerle kazanacağız. Ödül sağlık, ödül sevdiklerimizi hayatta tutmak.” Kalın sağlıcakla.
