Tarih: 23.05.2019 21:48

' Cumhuriyet Tarihinin En Borçlu Dönemini Yaşıyoruz '

Facebook Twitter Linked-in






 

Malatya Büyükşehir Belediyesi Nikah Sarayında verilen iftar yemeğine partililer yoğun ilgi gösterirken, Erbakan salona ‘Mücahit Erbakan’ sloganları ile girdi.



Programı tertip eden Yeniden Refah Partisi Malatya İl Başkanı Bilal Yıldırım, yaptığı selamlama konuşmasında şunları söyledi; '20 Şubat itibariyle il yönetimimizi, gençlik kollarımızı, hanım kollarımızı kurduk. Şuanda üç ilçede kongremizi tamamladık, üç ilçede önümüzdeki haftada kongremizi tamamlayarak daha sonrada haziran ayında bütün ilçeleri tamamlayıp, temmuzun ilk haftasında il kongremizi yapacağız. Biz milli görüş neferleri bugün burada surların önündeki askerler gibiyiz. İstanbul’un Fethi örnek almamız gereken en önemli olaylardan bir tanesi. Liderimizin şu sözü aklımıza gelmelidir, ‘Bir ülkenin gücü; tankı, tüfeği, topu değildi; imanlı, inançlı gençleridir’ Nasıl ki Kâbe’yi yıkmaya giden Ebrehenin filleri sahiplerini ezip gittiyse bugün Suriye’de, Irakta, Yemende, İran’da Müslüman kanı dökmeye çalışan Siyonistlerin topları, tüfekleri, uçakları kendilerini ezecektir inşallah'

'Partimizi, Türkiye'yi, İslam Birliğini Kurmak İçin Kurduk'



Muhalefet partilerini eleştirerek başlayan Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan;'Yeniden Refah Partisini yaşanabilir, büyük Türkiye'yi, İslam birliğini kurmak için, İnancımızın temel değerleri ve prensipleri doğrultusunda adil bir dünyayı kurmak için kurduk. Partimizi milletimizin büyük bir ihtiyacı olduğu ve milletin beklentisi olduğu için kurduk. Nedeni Türkiye bugün muhalefetten ve iktidardan şikayetçi. Muhalefetten neden şikayetçi bunlar gitsin de ne olursa olsun anlayışıyla siyaset yapan muhalefetten şikâyetçi. Eleştiren asla çözüm önermeyen, sadece teşhis ve tespit yapan çözümü ortaya koyamayan muhalefetten şikayetçi. İktidarın yapmış olduğu bir camiyi, üniversiteyi, bir ilim yuvasını eleştiri malzemesi yapacak kadar ileri giden bir muhalefetten şikayetçi. Bu milletin evlatlarının 15 Temmuz gecesi iyi niyetle, samimi olarak ihlasla ortaya koyduğu bir direnişi bile eleştirecek noktaya gelen muhalefetten şikayetçi bu millet' dedi.

“Türkiye’nin Yüzde 40’ı Açlık Sınırının Altında”

İktidar partisinin yaptığı bazı hizmetler için takdir ettiğini söyleyen Erbakan, sonrasında ekonomi üzerinden ağır eleştirilerde bulundu. Erbakan; 'İktidardan neden şikayetçiyiz başörtü sorunu ortadan kalktı, imam hatip okullarını açtı kuran kursları açıldı inançlı insanlar artık yönetimdeler. Başörtülü milletvekillerimiz, bakanlarımız var. Resmi üniformalı başörtülü polislerimiz var öyleyse iktidardan neden şikayetçiyiz bütün bunlar önemli adımlar ama düğer taraftan Türkiye’de mevcut iktidar döneminde işsizlik, vergiler, bütçe açığı, devlet ve millet olarak borcumuz, faizler, dolar, Euro, enflasyon, dış ticaret açığı, icra ve iflas dosyaları, konkordatolar, fakirlik ve yoksulluk arttı. Bugün Türkiye’de asgari ücret açlık sınırının altında en düşük memur maaşı yoksulluk sınırının altında. Evet çocuğumuzu imam hatibe gönderiyoruz, başörtülü kızımızı üniversiteye gönderiyoruz, inançlı devletin her kademesinde alnı secdeye varan imanlı, inançlı kimseler var ama aynı zamanda enflasyon yüzde 30’u, mevduat faizi yüzde 25’i, kredi faizleri faizi yüzde 35’i aşmış, genç işsizlik yüzde 30’u geçmiş gelir seviyesi bakımından Türkiye’nin yüzde 40’ı açlık sınırının altında Türkiye de 82 milyonun yüzde 80’ı gelir seviyesi bakımından yoksulluk sınırının altında. Vatandaşların bankalara borcu bu iktidar döneminde 80 misli artmış. 2002 de vatandaşın bankalara borcu 6 milyardı bugün 505 milyara çıkmış. Dolar Euro, mazot fırlamış eski Türkiye’nin değerlerine geri dönmüşüz. Peki, bunlar ne olacak. Bizim davamız milli görüş olarak, sadece inanç özgürlüğünü temin etmek değildir, bizim işimiz bununla birlikte yönetimde ve paylaşımda adalete tesis etmek' şeklinde konuştu. 

' Cumhuriyet Tarihinin En Borçlu Dönemini Yaşıyoruz '

Ekonomik sıkıntılarla ilgili değerlendirmesini devam ettiren Erbakan; 'Türkiye’de son on altı senede hükümetin borcu beş misli, özel sektörün borcu 25 misli, vatandaşların bankalara borcu 80 misli arttı, belediyelerin borcu boğazını bile geçti.  Toplam borcumuz, devlet, millet ve özel sektör olarak 1 trilyon Dolar'a yaklaştı. Cumhuriyet tarihinin en borçlu dönemini yaşıyoruz. Toplam borcumuz devlet, millet ve özel sektör olarak 1 trilyon Dolar'a yaklaştı. Cumhuriyet tarihinin en borçlu dönemini yaşıyoruz.  Devlet, millet ve özel sektörün uçan kuşa bile borcu var. Bu borçtan dolayı 82 milyon insan  her sene, 100 milyar Dolar faiz ödemek mecburiyetinde. Belediyeler deseniz, onlarda merkezi hükümet gibi hepsi borca battı. Vatandaşın borcu 6 milyardan 505 milyara çıkmıştır. Bugün Türkiye'de bankalar, konut kredisi taksitlerini ödeyemeyenlerin elinden evini alsa, Türkiye'nin üçte biri sokakta kalır. Otomobil kredisini ödeyemeyen vatandaşın altından arabasını geri alsa İstanbul trafiği diye bir derdimiz kalmaz. Suriyeli kardeşlerimize yardım etmek, kucak açmak çok güzel bir şeydir ama, bizim kendimize hayrımız yok. Kelin merhemi olsa kendi başına sürer. Bakınız hükümet rezerv bırakmamış. Devletin resmi rakamlarını söylüyorum, 2019 yılında ödenecek toplam borç miktarı 170 milyar Dolar, merkez bankasında kalan ve kullanılabilir rezerv miktarı 29 milyar Dolar. 29 lira borcunuz var 170 lira borç ödemeniz gerek. Hükümetimiz, günlerdir yalanlamadı, bir takım haberler çıktı. Ne diyor bu haberlerde, 'Cumhuriyet tarihinde ilk defa hükümet, merkez bankasının yedek akçesini kullanmak üzere düğmeye bastı' Merkez bankasının en zor günler için sakladığı, elinde avunca kalan 40 milyar TL'yi kullanabilmek için yasal düzenleme yapıyor. Ne demek bunun manası, elde avuçta bir şey kalmadı, paralar suyunu çekti. 16 senelik beton ve çimento ekonomisinin bizi getirdiği nokta budur. Üretime, İstihdama, AR-GE'ye teknolojiye kaynak aktarmazsanız, yüz milyonlarca Dolar'ı betona çimentoya bağlarsanız geleceğiniz nokta bu olur' ifadelerinde bulundu.

Ülkede yaşanan sıkıntıların bitirilmesi için eğitim ve üretime dikkat çeken Erbakan; 'Ülkemizin bu noktada kurtulabilmesi ancak ve ancak, eğitim ve üretim seferberliği ile olur. İhracatı arttırmak, yüksek teknolojik ürünü üretmek, işsizlikten kurtulmak, dış ticaret açığını azaltmak, borç ve faizden kurtulmak, Türk lirasının her sene döviz karşısında ezilmekten kurtulması da  buna bağlı' dedi.

'Malatya Sürekli Göç Veriyor'

Malatya'nın ekonomik anlamda rakamlarını da paylaşan Erbakan, açıklamasının sonunda ise şunları söyledi; 'Malatya TÜİK tarafından yapılan açıklamada, Malatya'ya gelen ve giden insanlar arasında, Malatya'da yetişmiş eğitimli insanların sürekli göç verdiğini gösteriyor. Malatya, vasıflı insanlarını kaybediyor. Türkiye'nin en büyük 500 firması arasından Malatya'dan bir tane firma yok. Türkiye'nin 30 Büyükşehir arasında olmasına rağmen bu sıralamada yok. Malatya'ya yıllarıdır, devlet eli ile istihdam oluşturacak üretime yönelik bir tesis yapılmadığı gibi, Tekel sigara fabrikası, Sümerbank pamuklu dokuma fabrikası AVM yapılıyor. Üretim yok, istihdam yok sürekli olarak vasıflı insan göçü veriliyor. Tüm ülkede olduğu gibi kaynaklar betona, çimentoya, AVM'ye ayrıldığından dolayı işsizlik almış başını gitmiş. Malatya ilimiz kamu yatırımlarından hak ettiği payın yarısını bile alamıyor. Malatya'nın Türkiye ihracatındaki payı yüzde 0,14'tür. 2002'de en fazla ihracat yapan iller arasında Malatya'mız 25'inci sıradayken, bugün 33. sıraya geriledi. Diğer taraftan Malatya'nın ithalatı katlanarak artıyor. bundan 10 yıl önce Malatya, 50-60 milyon Dolar ithalat yaparken, 2017 yılında neredeyse 150 milyon Dolar ithalat yapıyor. İhracat azalıyor, ithalat artıyor'dedi.

 haber .malatyagundemozel.com











Orjinal Habere Git
— HABER SONU —