Deprem felaketi yaşamış güzel Malatya'mızda, yerle bir olmuş bu güzel şehirimizde hayat felç olmuş, yaşam felç olmuş, hali vakti yerinde olanlar bu şehiri terk etmiş. Hali vakti iyi olmayanlarda hala çile çekmeye devam ediyor.
Devletimiz var olsun. Yaralarımızı sarmak, acılarımızı bir nebzede olsa unutturmak için elinden geleni yapıyor, yapmayada devam ediyor. Rabbim. Devletimize zeval vermesin.
Devletimiz. Bu yaraları sarmaya çalışırken. Halkımızda seçtikleri vekilleri her zaman yanında ve sahada görmek istiyor.
Halkın arasında hergün dolaşıyorum. Bir Allahın kulu devletimizden, devletimizin yaptıklarından şikayetci değiller ve hep Devletimiz var olsun diyorlar.
Ama evet ama aaaa.
Halkımız seçtikleri vekillerden asla memnun değiller. Gelmiyorlar. Sormuyorlar. Yaralarımıza merhem olmuyorlar diyorlar, yüzlerini doğru dürüst görmüyoruz diyorlar.
Oysa:
Biz onları Ankara'ya sorunlarımızı çözmek, yaralarımızı sarmak için ugraşsınlar diye gönderdik diyorlar.
Bende.
Halkın bu serzenişlerini duyduğum gördügüm için.
Rahmetli Mahsuni Şerif'in bir türküsü aklıma geldi. Onu sizlerle paylaşmak istedim.
Keyfo Ağam.
Dört yıl oldu bizim köyden gideli.
Söz verdi de keyfo ağam gelmedi.
Bizim ile fotoğraflar çektirdi.
Poz verdi de keyfo ağam gelmedi.
Poz verdi de keyfo ağam gelmedi.
Yıllar yılı kovalar.
Keyfo ağam gelecek.
Köprü yaptırdık yarısı delik.
Elimizde yoktur iki metelik.
Kefen olsun diye birkaç metrelik.
Bez verdi de keyfo ağam gelmedi.
Der Masuni adam küsmez dostuna.
Çok girenler oldu kuzu postuna.
Merhem olsun diye yaramız üstüne.
Toz verdi de keyfo ağam gelmedi.
Gelecek gelecek gelecek.
Yıllar yılı kovalar.
Keyfo agam gelecek.
Ne güzel söylemiş Mahsuni.
ANLAYANA ANLAYANA.
SAYGILARIMLA

