Gül Kaçar

Tarih: 10.12.2025 11:55

Adaletin Enkazı:

Facebook Twitter Linked-in

6 Şubat 2023. Bu tarih, yalnızca saniyeler içinde on binlerce yaşamı yutan bir coğrafi felaketin adı değil; aynı zamanda yıllarca süren denetimsizliğin, imar affının ve vicdansız rant hırsının neden olduğu kolektif bir cinayetin tarihidir. Bir evladını yitirmiş bir annenin, bir babanın gözünden bakıldığında, yıkılan bina basitçe bir "taksir" davası olamaz. O, cinayete teşebbüs eden ihmaller zinciridir ve sorumlulara karşı beklenen adalet, hukukun en temel varlık sebebidir.

 

Depremzedelerin enkaz altından çıkardığı tek umut, adaletin tecelli edeceği inancıydı. Ancak geçen zaman, bu inancı tehdit eden bir tablo ortaya koydu: Yargı sürecinin yavaşlığı, dosyaların karmaşıklığı ve en fenası, sorumluların infaz indirimleri ve hafifletici hükümlerle kurtulma ihtimali. Bu, sadece teknik bir yasal boşluk değil, toplumsal vicdana vurulmuş ağır bir darbedir. Yıkılan sadece binalar değil, aynı zamanda devletin adalet dağıtma kudretine olan güvencemizdir.

 

Kamuoyunun önüne sunulan 11. Yargı Paketi, bu derin krizin ortasında bir turnusol kâğıdı işlevi görmelidir. Paket, yargıyı "hızlandırma" sloganının arkasına sığınarak, suçlulara af kapısı aralamak yerine, kaybedilen her bir evladın hesabını sormayı temel görev edinmelidir. Asıl sorgulanması gereken budur: 

 

11. Yargı Paketi, imar suçlarını "taksir" değil, ağırlaştırılmış bir "olası kast" suçu olarak ele alacak cesareti gösterecek midir?

Bu paketin, adalet borcunu ödemesi için atması gereken adımlar net ve kesindir:

 

İhtisas Mahkemeleri Zorunluluğu: Deprem ve imar suçlarına bakan, yapı denetimi ve inşaat hukuku konusunda uzmanlaşmış, hızlı ve kesin karar verme yetkisine sahip özel yargı birimleri derhal hayata geçirilmelidir. Bu, dosyaların sıradan davalar arasına gömülmesini engelleyecektir.

 

Caydırıcılık ve İnfazda Sıfır Tolerans: İmar mevzuatına aykırı yapılaşma sonucu ölüme sebebiyet verenler için öngörülen cezalar en üst sınıra yükseltilmeli; bu cezaların hiçbir suretle ertelenemeyeceği, paraya çevrilemeyeceği veya denetimli serbestlik gibi düzenlemelerle hafifletilemeyeceği kesin hükme bağlanmalıdır. Cezasızlık, bir daha asla yaşanacak yeni felaketlerin teminatı olmamalıdır.

 

Delillerin Kutsallığı: Yıkım ve yeniden inşa süreçlerinde delil niteliği taşıyan enkazın korunması ve hukuki süreçlere sunulması için katı ve bağlayıcı yasal prosedürler oluşturulmalıdır. Adalet, beton parçalarında, demir kalitesinde gizlidir.

 

Sonuç olarak, 11. Yargı Paketi, teknik bir yasa değişikliği olmaktan çıkıp, Türkiye’nin adalet vicdanını temsil etmelidir. Kaybedilen her can, özellikle o enkaz altında yatan her bir evlat, bu ülkenin hukuk sisteminden kesin ve sarsılmaz bir cevap beklemektedir. Suçlulara karşı sıfır tolerans gösteren, cezayı bir borç olarak gören bu paket, bu büyük acıya karşı devletin ödeyebileceği en değerli manevi borcun tek ifadesi olacaktır.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —